Reklamlar; çoğu zaman üzerinde durmayız, televizyonda görürsek beklemeksizin başka kanala zıplarız, gazete ve dergilerde çoğu zaman görmezden geliriz, internette ise kullandığımız tarayıcıya uygun yollarla reklamları engelleriz. Diğer yerlerdeki reklara değil ama televizyondaki reklamlara önem veririm. Dönemi anlamak, “normal” nedir diye soru sormak bence reklamlardan başlar. Size çok şey anlatırlar, eğer sorularınız varsa. Belki iddialı bir laf olacak ama eğer Walter Benjamin bu dönemde yaşaydı belkide “Pasajlar” yerine “Reklamlar” üzerine eserini kurardı. Çünkü reklamlar, toplumu yansıtır, şekilledirir; sistemin kendini üretme araçlarındandır. Örneklemek gerekirse; kadınların makbul sosyal konumları, bu konum içinde nelerle mutlu olmaları gerektiği hep reklamlar ile anlatılır. Tabi ki reklamları şekillendiren, yaratıcılarının geçmişleridir, birikimleridir ama milyonlara gösterilen “normal“, bir yerden sonra kendini yaratanlardan sıyrılır ve kendisi bir yaratıcı olur. Hatta küreselleşmenin ilk örneklerindendir, ve belkide katalizörlerindendir. Çünkü internet yokken reklamlar televizyon, radyo ve yazılı basınla çoktan hayatımızda yerini almıştı. Sermayenin ve malların çoktan sınırları aştığı zamanda berbarinde küresel normalleri de taşıyordu reklamlar. Reklamlar üzerine çok şey söylenebilir, ama uzatmadan asıl konuya geçiyorum.
Gelelim Garanti Bankası ve reklamlarına. Daha doğrusu her izlediğimde sinirlerimi oynatan güzide iki reklamına; birincisi küresel ısınma ve bonus kart üzerine olan reklam, diğeri ise American Express için yayınlanmaya başlanan yeni Garanti reklamı.
Küresel ısınmaya dair Okumaya devam edin